Aslında bugün 11 haftada Galce öğrenen çocukları anlattığım uzunca bir yazı paylaşacaktım. Yalnızca dil öğrenimine dair değil, Galler diline dair de bilgiler paylaştığım bir yazıydı. Ama dün akşam bir derste yaşadığım sevinci paylaşmadan edemeyeceğim.
substack’te pensum’a bir sayfa açalı bir yıldan fazla oldu ama elim değip doğru dürüst yazı paylaşamadım yoğunluktan, en çok da pensum tam olarak nedir onu anlatmak için yazmak gerekiyor biliyorum ama ders içeriği hazırlayıp derse girmekten ve bir yandan da üniversitede kendi araştırmam için çalışmaktan yazmaya, anlatmaya zaman olmadı. Bu akademik yıl farklı olacak mı bilmiyorum ama elimden geleni yapacağım.
pensum çocukları ilkokul 2. sınıftan itibaren alıp modüler olarak lise sona kadar İngilizce, Almanca ve Fransızca öğretmeyi, ve öğrenilen bu dillerle beşeri bilimlere giriş yapmayı hedefleyen bir müfredat. Pandeminin imkansızlıklarında ortaya çıkıp devam etmekte olan bir program.
Toplamda 39 çocuk pandemiyle birlikte 2. ya da 3. sınıftan itibaren İngilizce sınıflarına katıldı, toplamda pensum a, b, c, d olarak dört sınıftı, büyük bir kısmı kendiliğinden bıraktı, diğer büyük bir kısmını ben bıraktım, bir kısım İngilizceyi öğrendim, yeter deyip bıraktı (hakikaten öğrenmişlerdi), geriye bu akademik yıla 3 öğrenci kaldı.
2.sınıfta prepensum dediğimiz yabancı dile hazırlık oluyor, 3. sınıfta haftada 2x 90 dakika İngilizce görüyorlar, 4. sınıfta 2x 120 dakika İngilizceyle ilkokulu bitirebiliyorlar. Ortaokuldan devam etmek isteyenleri 5. sınıftan itibaren haftada 1x 120 dakika İngilizce ve 1x 120 dakika Almanca bekliyor. 5. sınıf çocuklar ortaokula geçtikleri için biraz zor bir yıl. O yüzden şu anda pensum a olarak devam eden 3 çocuk 5. sınıfta Almancaya ancak 2. dönemde hatta Nisanda başladılar. Şimdiki aklım olsa başka türlü yapardım. O zamanki sınıftaki öğrenciler arasındaki dengeyi bulabilmek için çok fazla bekledim, gerek yokmuş, bana ders oldu.
Nisandan düne kadar 500 Almanca sözcük, 100 kadar fiil çekimi ve çok temel cümle kalıplarıyla geçti. Hepsini haftada 2 saatte yaptık. Dün ilk Almanca dilbilgisi kitabıyla çalışmaya başladık. Artikeller, belirli, belirsiz artikeller, kitaptaki alıştırmaları şipşak yaptılar. Haydi biraz da kendiniz cümle uydurun, bildiğiniz 500 sözcük üzerinden, kalıbı kullanın dedim.
Verdiğim sürenin sonunda bana okudukları cümlelerle yerimden sıçradım. Sürekli “Sen bunu nereden biliyorsun, ben bunu öğretmedim” deyip durdum. Cümle değil paragraf yazmışlar neredeyse, elbette minicik hatalar var ama dağınık parçalar halinde öğrettiğim Almancadan tek sefer kural göstermeden bütün parçaları birleştirip anlamlı bütünler çıkarmaları beni bile şaşırttı. Bütün gece içim içime sığmadı.
Geriye yalnızca 3 çocuk kaldı ama çocuklar bir dilin yöntemini öğrenirlerse diğer dilleri otomatik denecek hızda ve verimlilikte öğrenirler fikrimin sağlaması gerçekleşti. İngilizce bahane, bir dilin işleyişini, ve en önemlisi öğrenmek için yapılması gerekenleri kavramışlar. İğ onlarda artık koyun yünü de versem, keçi yünü de eğirecekler.
Bilen bilir, bilgi hatasına (o sözcük öyle okunmayacak da böyle okunacak) hiçbir zaman yöntem hatasına (fiil çekerken su koyvermeler, kısaltmalar vs) kızdığım kadar kızmam. Çünkü yöntem (bilgi) okyanus(un)a attığınız bir ağdır. Ağınızın kalitesi en az avlandığınız okyanus kadar belirleyicidir akşam eve götüreceğiniz yemeğin niteliği ve miktarında.
2-3 haftalık kolej hazırlık müfredatını tek derste kendi kendilerine keşfeden çocuklardan biri tam 3 yıldır 1 tek ders bile kaçırmadı. Diğer ikisi 3 yılda 1 ders kaçırdı, o da yolda olduklarından. Yapamadıklarında yapamıyorum, bilemediklerinde bilmiyorum dediler. 3 yıl demek, bizde güneş yılı demek, yani 3x52 hafta, haftada 4 saat ders yaptılar. Yazın 40 derecede, kışın kapkaranlık gecelerde. Çok yanlış yaptıkları oldu, yapamadıkları çok oldu, ama hiç bahane üretmezler, hatalarıyla barışık, düzeltmek için zahmete girmeye gönüllü ve ilginçtir, hırssız çocuklar. Düşününce, çocukların kendisi yöntemmiş, ya da yöntem olmuşlar. Bana tek derste üzerine düşünecek çok fazla veri verdiler.
Dün yaptıkları cümlelerle bana dün dilbilgisine başladığımız kitaptan çok daha kapsamlı bir dilbilgisine hazır olduklarını gösterdiler. Gelişmeleri düzenli olarak bildirmek için elimden geleni yapacağım.